1979 yılından beri aynı kutu hatlara sahip olan G Serisi, Mercedes’ in araziye girdiği ilk binek dört çekişli araç. Ayrıca ürün gamının en pahalı üyelerinden biri olan model, GLA, GLK, ML ve GL’nin de en büyük ağabeyi.
Mercedes G350 Bluetec
Fotoğrafı göster
Geçtiğimiz ay dergimize G serisinin en mütevazı versiyonu 350 Blutec konuk oldu. Test aracıyla ilk karşılaştığımda kendime uzun zamandır sorduğum bir soruyu tekrar sordum; 35 yıldır bir kutu hatlı (box-shape) araç nasıl olurda bu kadar çekici, arzulanabilinir duruyor. Markaların şekilden şekile giren modelleri bir yana, G Serisi hiç bir derdi yokcasına günümüz teknolojilerini kullanarak karşımıza küçük değişikliklerle geliyor. 7-8 yıldır kullanılan optik desenli bi-xenon farların hemen altına geçtiğimiz yeni model yılında Led li gündüz farları yerleştirildi. Aracın bakışına biraz daha sertlik ekleyen bu farlar, opsiyon olan koyu renkli jantlar gibi araca eklenen küçük değişikliklerden bir tanesi. Diğerleri ise yeni aynalar ve tamponlar.
Aracın içine geçmek hem boyutlardan hem oturma konumundan hem de ağır kapılardan dolayı biraz zahmetli. Fakat kapı ve kilitlerden gelen metal sesi aracın neye yönelik olduğunu anlatıyor. Koltuğa oturduğunuzda sizi yeni direksiyon, gösterge paneli, kumanda düğmeleri, A serisinden tanıdığımız ekran ve Dashboard karşılıyor. Dik ön cam, gözünüzün önündeki küçük silecekler, et kalınlığı neredeyse yok diyebileceğiniz ön konsol ve önünüzde duran köşeli kaput, Hepsi birer G serisi klasiği. Bir de merkezi kilidin yürek hoplatan, kasa kilit sesine benzeyen hali..
Dış boyutlardan da anlayabileceğiniz üzere G Serisi’nde oldukça rahat bir baş mesafesi var. Bu cömertliği ikinci sıradaki diz mesafesi için söyleyemesek de genel anlamda oldukça ferah bir kabinde yolculuk yapıyorsunuz. Şehir kullanımında yüksek oturma pozisyonunda sayesinde kendinizi adeta en büyük hissediyorsunuz. Öyle ki sarı dolmuş ile yolculuk yapanların bile sizi görmesi için kafalarını biraz yukarı kaldırmaları gerekiyor. Şehir kullanımından bahsetmişken biraz motorla ile alakalı bilgi verelim. G Serisinin kaputunun altında 3 litrelik 211 beygir güce, 540 nm maksimum torka sahip bir dizel makine yer alıyor. 7 ileri 7G-Tronic PLUS şanzımanın yardımıyla araç 0 dan 100 km ye 9.1 saniyede çıkıyor. 2.5 tonluk bir araç için iyi bir rakam gibi gözüksede bu hızlanma ve 175 km/s lik maksimum hıza ulaşma çabasının bir süre sonra anlamsız olduğunu anlıyorsunuz. Asfalt kullanımında gövde yapısı ve kötü aerodinamik özellikleri nedeniyle kendinizi rahatsız hissedebiliyorsunuz. Ama bu otomobilde limitleri zorlamanız gereken yer zaten asfalt dışında. Orta konsolda radyo ve ekranın arasında üç adet gri renkli düğme yer alıyor. Bunlar kilitli diferansiyelin derecesini ayarlamanıza yardımcı olurken, her arazi koşulunda açıkça imkansızı sağlıyor. Direksiyon olması gerektiği gibi ağır fakat şehir içi kullanımında bazen rahatsız edebiliyor. Bir küçük eleştiri de yine asfalt kullanımında hissettiğim direksiyon boşluğu ve dönme çapı ile alakalı.
Baz fiyatı 514000 TL olan G350 Bluetec pahalı opsiyonlarla test aracımız gibi 625000 TL seviyesine rahatlıkla ulaşabiliyor. Son bir sene içerisinde caddelerde sıkça rastlamaya başladığımız G Serisi gerçekten bir efsane. Arazi odaklı üretilmiş olmasına ve yüksek fiyatına rağmen sadece şehir içinde kullanılmak üzere satın alanların çoğunlukta olması bu aracın nasıl bir çekiciliğe sahip olduğunu gösteriyor. Ben bile tüm olumsuz sürüş özelliklerine karşın G Serisi’nin fiyat etiketini hak ettiğini düşünüyorum.
Teknik Tablo
Mercedes G350 Bluetec
Motor: 6 silindirli, 2987 cc, turbo dizel
Aktarma: 7 ileri otomatik şanzıman, dört tekerlekten çekişli
Güç: 211 bg @ 3400 d/d
Tork: 540 nm @ 1600-2400 d/d
0-100 km/s: 9.1 sn
Maksimum Hız: 175 km/s
Tüketim ort: 11.2 Lt/ 100 km
Fiyat: 514180 TL
Artılar: ikonik tasarım, tartışılmaz arazi yeteneği
Eksiler: fazla ilgi çekiyor, sürüş özellikleri ( hissettirdikleriyle hepsini unutturuyor)
Bir önceki makalemiz olan Mokka ECOTEC - Opel Mokka ECOTEC başlıklı makalemizi okudunuz mu?
